Program açılışı, Dumlupınar Üniversitesi Tavşanlı Meslek Yüksek Yüksek Okulu Toplantı Salonunda yapıldı. Tavşanlı Belediyesi, Tavşanlı Ticaret ve Sanayi Odasının destekleriyle, Dumlupınar Üniversitesi Tavşanlı Turizm Meslek Yüksek Okulunda gerçekleştirilen eğitime, paydaş kurumlar olan YÖK, Üniversite, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığından katılım oldu.
Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa GÜLER, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi GÖREN, Kütahya Belediye Başkanı Kamil SARAÇOĞLU, Kütahya Valisi Ahmet Hamdi NAYİR’in selamlama konuşmalarını yaptığı programda, takdim konuşmasını İlahiyat Akreditasyon Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Halis Aydemir, açılış konuşmasını ise Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas yaptılar.
İAA Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Halis Aydemir takdim konuşmasında, kaliteyi bir amacın ve bu amaca giden yolun gözetlenmesi ve bu sürecin dışarıdan değerlendirilmesi olarak tanımladı. Bu sürecin aslında tüm İslami kaynaklarda da vurgulandığını belirtti.
En sevmediği anlayışın “eski tas eski hamam” olduğunu ifade eden İAA Başkanı AYDEMİR, değişimin ve gelişmenin ve bu yöndeki en iyisini yakalama düşüncesinin en fazla ilahiyat alanına yakışıyor. Dolayısıyla kalite süreçlerinin aslında ilahiyat alanında aşina olduğumuz şeyler ve bu sürece ilahiyat programlarının daha çabuk ve daha rahat adapte olabileceğine inanıyorum. Dedi. “Hanginizin daha iyi iş yapacağını sınamak için hayatı ve ölümü yaratandır.” ayetiyle, “Akıllı kendini hesaba çekendir, “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin.” hadis-i şeriflerini örnek göstererek, aslında bu öğütlerin her birinin kalitenin birer süreci olduğunu,sözlerine ekledi.
Tavşanlı Belediye Başkanı Mustafa Güler,” İlahiyat ve İmam Hatip Liselerinde kalitenin önemli olduğunu belirterek: Bugün ilahiyat fakültelerini daha kaliteli hale getirmenin temel mantığı imamhatipleri daha kaliteli hale getirmekten geçiyor. Programın özellikle din adamı ve din alimi yetiştirilmesinde çok önemli bir hizmet olduğunu düşünüyorum.”diye konuştu.
Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas yapmış olduğu açılış konuşmasında ise, dünyada ve Türkiye’de kalitenin geçmişi ve bugününe değindi. Değişime karşı ayak direme kültürünün kırılması gerektiğini belirterek, Türkiye’nin potansiyeli, kalitenin kendine özgü yapısıyla uygulanmasında önemli bir yeri olduğunu vurguladı. Yükseköğretim Kalite Kurulu olarak amaçlarının dünyayı okuyan, ülke gelişimine ve değişime çabuk intibak edebilen yetişmiş insan gücüne katkı yapmak olduğunu ifade etti. Vaktiyle Yükseköğretim Kurulu içinde yer alan kalite komisyonunun bir kurul olarak müstakil bir hale getirilmesinin son derece önemli olduğunu ve YÖK’ün bu yöndeki çabalarını takdirle karşıladığını ifade etti. Dünyada bugün değişimin baş döndürücü bir hızla yol aldığını bir grafik üzerinden açıklayan Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. ELMAS, insan gücü olarak buna yetişme hız ve kabiliyetimizi hazırlamamız gerektiğini söyledi. Bunun yolunun da planlamaktan, uygulamaktan, izleyip değerlendirmekten ve sürekli iyileştirmekten geçtiğini vurguladı.
Elmas;Başkanlık sistemine dikkat ederseniz hep açık, şeffaf, dijital dünyaya açık, hızlı, bürokrasiyi azaltan yönetim tarzı olarak söyleniyor. O yüzden bu tür sistemler aslında dünyayı yakalama mantığında sistemler. Bu adaptasyonda dünya nerede? Geçen ay Amerika ile yapılan bir çalışmaya katıldım. Orada bu dünyayı anlatan bir şey buldum. Bu dönüşümü yaparsak bu dünyayı ıskalamayız. Teknolojinin, bireylerin, iş dünyasının değişimi de var… Herkesin bu açığı kapatmada biraz gayret sarf etmesi lazım. Bunun da iki yolu var; yetkin bireyler yetiştirmek ve yönetim tarzını değiştirmek. Yükseköğretimde bu açığı kapatmada pek çok çalışmalar yapılıyor. Bütün dünyada benzer şeyler görebilirsiniz. Mezunlar kendi mesleği dışında, analitik düşünme yetisi olacak, mantık dersleri olacak, sosyal inisiyatif alma gibi yetkinlikler olacak. İşin kalbi burası. Bu dünyaya adapte olmak için yetkinlikler tanımlayacak, herkes bu yetkinliklerin kazandırılmasına uğraşacak. Fakülte buna uğraşacak, hoca bunu sağlamak için eğitimi biçimini değiştirecek, eğitim ortamları değişecek, kütüphane mantığı değişecek. Her şey bunu desteklemeye yönelik olacak ve eğitim-öğretim 24 saat bu amacı desteklemeye yönelik çalışacak. Bir ülke, bir kurum bunu anladığı zaman formülasyonu kolay.” Diye konuştu.
Elmas, kendi ülkemize has kalite ve yetkinliğin gereklerine değinerek; “Ahlaki yetkinlikler de olacak. Çok iyi bir mühendis olabilirsiniz ama ahlaki yetkinlikleriniz yoksa mesleğinizde iyi olmanızın hiçbir anlamı yok. Günümüz dünyasında bu çok önemli bir husus. Bu işin kalbi öğrenme çıktıları, öğrenme kazanımları, bir kişinin kendi mesleği dışında kazanacağı yetkinlikler. Bunlar dünyaya adapte olma becerileri. Bu becerileri kazanmayı hedef olarak koyduğunda gerisi kolay.
Bizim amacımız da bu bilgi ve beceri de mezun yetiştirmek hem de bunu iyi yönetmek. İki tane hususu öne çıkarıp sistem kurmak. Bu sistemleri bir yerden alıp kendi ülkemizde uygulamamız da mümkün değil. Türk insanının yapısına, geleneğine, coğrafyasına, iklimine yönelik bir sistem kurabiliriz. Buna gücümüz de bilgimiz de var, hiçbir eksiğimiz yok. Ülkemiz hem Afrika’ya hem Ortadoğu’ya hem de Asya’ya hitap ediyor. Hepsini karşılayacak ortak bir şey inşallah kuracağız. Kurumlar da üniversitelerde mecburen bu yola girecekler. Bunu sadece üniversite değil her kurumiçin de düşünebilirsiniz. Merkezinde kurumun değerleri, kaynakları ve kazandıracağı yetkinlikler var. Üniversiteler toplumsal sorunların çözümünün önemli bir parçası olacak artık.” Diye konuştu.
Karşılıklı hediyelerin takdimiyle sona eren açılış programı, Türkiye’nin birçok Üniversitesinden, Milli Eğitim Bakanlığından ve Diyanet İşleri Başkanlığından gelen katılımcıların alacağı üç gün sürecek eğitimle devam etmektedir.
DPÜ Rektörü Remzi Gören , kurulan ajansın çok büyük emekler sonucu olduğunu belirterek, bu çalışmaların, pek çok alanda etkisi olacağını ifade etti. “Kalite kurulu daha doğrusu kaliteyi hedefleyen kalite anlamında bir şeyler üretmeye çalışan bütün çalışmalarımız 2016 dan beri arkadaşlarımız yoğun mesai sarfettiler. Bunun karşısında güzel bir ajansın doğacağı belliydi, bu ajansa sonuna kadar güveniyorum.Belgeleme anlamında, kalite anlamında güzel yerlere ulaşacağımıza inanıyoruz” diye konuştu.
Kütahya Belediye Başkanı Kamil Saraçoğlu : Türkiye’de ilk olan çalıştayın Kütahya’da başlamasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. “ Türkiye’de ilahiyat çok önemli dinimiz çok önemli, geçtiğimiz yıllarda bu alanı biz çok farkı isimlere bırakmışız.Yetkili ve etkili olmayan kesimler, bunu yetkili olanlardan almışlar çok farklı konumlara getirmişler. Herkes kendine bir yol çizmiş gittiğimiz yol aynı diye söylüyorlar ama çok farklı noktalardan gidiyoruz. Asıl kaynağı unutmuşuz biz sonraki kaynaklar en önemli kaynaklar haline gelmiş ve o kaynağın üzerinden başka bir söz söylemenin doğru olmadığı en doğru kaynağın herkesin kendi kaynağı olduğu bizlere aşılanmış. Bunda eksiklik devletimizde bunda eksiklik bu işi ciddi bir şekilde yapan kurumların biraz daha toplumdan geri kalmaları ve öne çıkmamalarından kaynaklanan bir durum. “ diye konuştu. Bu noktadan İlahiyat Akreditasyonun önemine işaret etti.
Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir Kütahya’da bir ilkin daha gerçekleştiğine vurgu yaparken;
Bugün burada güzel bir programın ilki yaşayan programın ilimizde güzel ilçemizde olmasının mutluluğunu hep birlikte yaşıyoruz. Kütahya ilklere alışık bir il.İlk borsasını oluşturmuş, ilk toplu sözleşmesini imzalamış bir il olarak dünya çapında ilklerin şehri olarak biliyoruz. Bu da birazönceöğrendiğimiz kadarıyla bir ilk kendi alanın da oluşturulan bir yapının ve bir eğitimin ilk olarak örnek olacak sorumluluk üstlenmiş bir yapı. İlkler sürekli heyecan verir sürekli kıymetlidir önemlidir sorumluluğu yüksektir . “ dedi.
Nayir, ardından, kendi ülkemize has değer ve kaliteye dikkat çekti “Eğer bunu yapmazsak dışarıdan bunun telafiside mümkün değil. Bir köprünün hesabını biz yapamadığımız zaman Çinli Koreli gelip onun hesabını yapıyor. Keşke bizim mühendisimizde yapmış olsa. Atatürk barajının en övündüğümüz kısmı o idi biz bunu kendi projelerimizle gerçekleştirdik diye dünyanın önüne çıktık. Ama bizim toplumsal problemlerimizi sosyal problemlerimizi çözecek Amerika dan Hollanda dan bir adam bulmamız mümkün değil biz kendi toplumsal problemlerimizi kendimiz çözeceğiz. Olaki kaliteyi yükseltmemiz parlak beyinlerimizi, zeki çocuklarımızı ayırmakla mümkün. Aileler bunun çok farkında değil, bizim çok iyi tarihçilere ihtiyacımız var çok iyi sosyologlara ihtiyacımız var oradaki kalite bizim ülkemizin geleceği açısından baktığımızda da gerçekten önemli. Dolayısıyla böyle bir programın ülkenin ilahiyat alanında başlamış olması da gerçekten sevindirici. İlimiz açısından güzel ilçemiz açısından değerlendirdiğimizde bu program gerçekten kıymetli ve sorumluluğu olan bir program.” dedi.
Karşılıklı hediyelerin takdimiyle sona eren açılış programı ardından prıgram Türkiye’nin birçok Üniversitesinden, Milli Eğitim Bakanlığından ve Diyanet İşleri Başkanlığından gelen katılımcıların katılımıyla devam etti.